top of page

Büyük Şirketlerin “Cost Cutting” Senaryoları ve Kaçınılmaz Sonuçları

ree

— Tasarruf mu, yoksa kendini sabote etme sanatı mı?


Kurumsal dünyada “cost cutting” denince kulağa finansal bir strateji gibi gelir. Sunumlarda grafikler, toplantılarda akış şemaları… Her şey çok profesyonel görünür.

Ama gerçekte cost cutting çoğu şirkette sadece şudur:

Kağıt üzerinde maliyet düşürme, pratikte ise insanı azaltıp işi aynı tutma girişimi.

Yani strateji değil, refleks. Ve reflekslerin ortak özelliği düşünmeden gerçekleşmeleridir.


1. Senaryo: “Maliyeti azaltmak için en çok çalışanı çıkaralım.”


Yıllarca iş yükünü sırtlamış, sistemin tüm boşluklarını kapatmış, kritik anlarda gemiyi batmaktan kurtarmış kişi, bir anda maliyet kalemi gibi görülür.

Kimse şunu sormaz: “Bu işi kim yapacak?”

Cevap basit: Kimse. (Çünkü o işi yapan zaten gönderilmiştir.)

Sonuç? İş yükü bölüşülmez, sadece saçılır. Verimlilik düşer, kalite kötüleşir.


2. Senaryo: “Az çalışan stratejidir, çok çalışan maliyet.”


Cost cutting sürecinde iki tip çalışan vardır:

  • Çok çalışan → “Yük”

  • Hiç çalışmayan → “Kıdemli”

  • En çok konuşan → “Vazgeçilmez”

  • En az iş yapan → “Stratejik”

Ve mucize eseri, hep çalışanın gittiği görülür.

Çünkü üretim görünmezdir; toplantı görünür. Kurumsal dünya da görünene değer verir.


3. Senaryo: “Koltukları koruyalım, işleri feda edelim.”


Büyük şirketlerde bazen koltuk, üzerinde oturan insandan daha değerlidir. Bu yüzden cost cutting yapılırken işten önce insan gider.

Fakat kimsenin hesap etmediği şey şudur:

Koltuk üretmez. İnsan üretir. Koltuk kalır, iş biter.


4. Senaryo: “Maliyet düştü.”


— Sandıklarına bakmayın, gerçek başka.

Excel’de maliyet düşmüş görünür. Gerçekte ise:

  • Operasyon yavaşlar,

  • Hizmet kalitesi düşer,

  • Şikayetler artar,

  • Ekip morali çöker,

  • Hatalar çoğalır,

  • Ayrılanların yerine yeni birini bulmak daha pahalıya patlar.

Yani tasarruf değil, maliyetin yön değiştirmesi yaşanır.


5. Final: “Bu zihniyetle hızlanmak mümkün değil.”


Cost cutting’in ironisi şudur: Şirket hızlanmak için kürek çekenleri çıkarır, sonra kalanlardan aynı hızda kürek çekmelerini bekler.

Oysa:

Bu zihniyetle ne hızlanabilirler, ne de daha az zarar ederler. Aksine, her karar bir sonrakinin maliyetini büyütür.

Tasarruf etmeye çalışırken en büyük kaybı kendileri yaratırlar.


Peki çözüm ne?


Çözüm sayfalarca sunumda değil, tek cümlede gizli:


Neyi çıkaracağınızı değil, neyi tutmanız gerektiğini bilin.

  • Üreteni tut,

  • Değer katana alan aç,

  • Yetkinliği ödüllendir,

  • Gölge yapana değil, ışık tutana yer ver.


Cost cutting bir şirketin maliyetini azaltmaz. Yanlış uygulandığında küçülen şey, şirketin kendisidir.

Yorumlar


Hiçbir İçeriği Kaçırma – Hemen Abone Ol!

Kayıt Başarıyla Gerçekleşti.

© 2025 by Ayşe Kızılay. 

bottom of page