Gelişim Odaklılık: Öğrenmenin Sınırı Yoktur
- Ayşe Kızılay
- 27 Tem
- 2 dakikada okunur

Teknolojinin baş döndürücü hızla geliştiği bu çağda, bir konuda uzmanlaşmak yetmiyor. Asıl mesele, öğrenmeye olan açıklığımızı koruyabilmek. Gelişim odaklı bir bakış açısı, sadece bilgiye ulaşmakla değil, değişen dünya karşısında esnek kalabilmekle ilgilidir.
1. Sürekli Öğrenmenin Önemi
Bilgi teknolojileri gibi sürekli evrilen alanlarda, bugün geçerli olan bir bilgi, yarın demode olabilir. Bu nedenle mesleki güncelliği korumanın tek yolu, öğrenmeyi durdurmamaktır. Her yeni bilgi, sadece kariyerimize değil, bakış açımıza da katkı sağlar.
2. Öğrenmeyi Bırakmamak Ne Demek?
Öğrenmeyi bırakmamak, sadece kitap okumak ya da kurslara katılmak değildir. Denemek, hata yapmak, soru sormak, geri bildirim almak da öğrenmenin bir parçasıdır. Gelişim odaklı insanlar, bilmediklerini itiraf etmekten çekinmez; çünkü gelişmenin anahtarı oradadır.
3. Gelişim Odaklılık Bir Zihin Yapısıdır
Stanford Üniversitesi'nden Carol Dweck’in ortaya koyduğu üzere, sabit zihniyette insanlar başarısızlıktan kaçar, gelişim zihniyetindekiler ise başarısızlıkla öğrenir. Bu fark, iş hayatında da belirleyicidir.
4. Gelişim Odaklılık Sadece BT’den Taleplerde Bulunmak Değildir
Kurumsal dünyada gelişim odaklılığı, sadece BT departmanına yeni talepler iletmek olarak görenler var. Oysa yeni bir yazılım istemek ya da sistem değişikliği talep etmek, kendi gelişimini temsil etmez. Gerçek gelişim; iş süreçlerini sorgulamak, dijitalleşmeye katkı sunmak ve kendi bilgi ve becerisini güncellemektir. BT birimleri, gelişim için bir araçtır; ancak gelişimi başlatacak olan bireyin kendi yaklaşımıdır.
5. Şirketlerde Gelişim Kültürü Neden Tüm Departmanlara Yayılmalı?
Gelişim odaklılık sadece BT ekiplerinin değil, tüm iş birimlerinin taşıması gereken bir yetkinliktir. Sadece teknolojiyi takip eden bir BT birimi, sabit zihniyetle ilerleyen satış, finans ya da insan kaynakları ekipleriyle uyum sağlayamaz.
Örneğin;
- Satış ekipleri yeni CRM sistemlerini öğrenmekten kaçarsa, müşteri takibi aksar.
- Finans departmanları dijital raporlama araçlarını kullanmak istemezse, veri bütünlüğü bozulur.
- İnsan Kaynakları dijitalleşmenin çalışan deneyimine etkisini görmezden gelirse, verimlilik azalır.
Kurumsal gelişim, bireysel öğrenme ile başlar. Ve bu tüm departmanları kapsamalıdır.
6. Bugün Ne Öğrendin?
Kendimize her gün sormamız gereken soru: Bugün ne öğrendim? Küçük bir kısayol, yeni bir komut, fark ettiğimiz bir hatalı süreç, okuduğumuz bir paragraf… Hepsi gelişim zincirimizin bir halkası olabilir.
Sonuç
Öğrenmek, yalnızca okul yıllarına ait bir kavram değildir. Kariyerinde anlamlı bir yolculuk yapmak isteyen herkes için öğrenme, her gün yeniden başlar. Çünkü gelişim durduğu anda, gerileme başlar. Öğrenmek bir yolculuksa, durağınız yoksa hâlâ yoldasınız demektir.
Unutmayın: Bireysel gelişim sadece bir kariyer yatırımı değil, aynı zamanda bulunduğunuz yapıya kattığınız değerin temelidir.
Kendini geliştiren bir çalışan, sadece kendi geleceğini değil, çalıştığı kurumun vizyonunu da ileri taşır.
Peki siz… en son ne zaman kendinizi geliştirecek yeni bir şey öğrendiniz?
Yorumlar