Zekâ Yarışı: Öğreniyor muyuz, Yoksa Sadece Geçiyor muyuz?
- Ayşe Kızılay
- 18 Haz
- 1 dakikada okunur

Her Haziran bir ritüel gibi tekrar ediyor. LGS, YKS, TYT, AYT... Türkiye'de binlerce gencin geleceği, sayılara ve sürelere sığdırılıyor. Ama bu yıl bir fark var: Yan sırada öğretmenler değil, ChatGPT oturuyor.
Gençler artık derse gitmeden, deftere dokunmadan, sınırsız sorular sorarak çalışıyor. İyi mi bu? Kötü mü? Yoksa sadece "farklı" mı?
Otorite Değişimi: Öğretmen mi, Yapay Zeka mı?
Öğrenciler arasında yaygın bir görüş var:
"Hocaya sormadım, ChatGPT'ye sordum daha net anlattı."
Bu cümle masum gibi görünse de altında derin bir şey yatıyor:
Öğretmene olan güven azalıyor.
Teknolojiye teslimiyet artıyor.
Otorite kavramını yeniden tanımlıyoruz.
Bilmek mi, Öğrenmek mi?
ChatGPT sorulara cevap veriyor. Hatta kaynaklı anlatıyor. Ama biz yine de sormalıyız:
"Sorunun cevabını almak, gerçekten öğrenmek midir?"
Cevap önemli değil; soru sormaya devam edip etmediklerimiz asıl kritik olan.
Ezberin Yeni Yüzü: Zekâ Destekli Kopya
Yapay zekâ destekli çalışma notları, soru çözüm videoları ve hatta "gizli yollar" sosyal medyada dolaşıyor. Bilgiye ulaşmak kolaylık değil, manipülasyon haline geliyor.
Genç Beyinler Çaresiz mi?
Hayır. Ama yol göstermeye ihtiyaçları var. Çünkü bu dönemde şu farkı yaratabilen kazanacak:
Sadece bilen değil, düşünebilen. Sadece soruya cevap veren değil, soruyu sorgulayan.
Öğretmenlerin Rolü Artık Daha Stratejik
Belki anlatan kişi olmaktan çıkıyorlar. Ama şüphesiz öğrenme ortamının mimarı onlar olmalı. Yapay zekayla rekabet etmeye çalışmak yerine;
“Nasıl daha iyi sorular sordurabiliriz?” diye odaklanmalılar.
Son Söz:
Bu sınavlar geçecek. Bu teknolojiler daha da ilerleyecek. Ama zihinlerimiz nasıl şekillenecek? Asıl mesele bu.
Zekâ sınavını kazanan, ne kadar çok bilgiye ulaşan değil; bilgiyi anlamlı hale getiren olacak.




Yorumlar